top of page
  • kaan

Zincirin Hep Bi Halkası

Türkiye ekonomisine tarihsel bir perspektiften bakıldığında yapılan pek çok hata görürüz ve sonucun da hep alt sınıfın daha çok ezilmesi olmuştur. Mesela bu hatalara bir örnek olarak Türkiye’de neo-liberalizm akımının başlamasını verebiliriz. 1980 darbesi sonrasında Türkiye neo-liberalizm ile tanışır fakat ne ekonomik zemini olsun ne de toplumsal olarak üretim-tüketim kültürü  neo-liberalizmin köşeli ve insana uymayan yüzeyine bir türlü oturamamıştır. Ekonomik olarak kim ne denediyse de bir şekilde sonucunda ekonomik refah sağlanamamıştır, hatta bir de üstüne enflasyon artışları döviz yükselişleri ve hızla düşen Türk lirası olunca perişan olan da hep halk olmuştur. Tüm bu sonuçların belli başlı sebepleri vardır. Ekonominin bilim dışı ideoloji temelleri veya dini temeller üzerine kurulması bunlardan biridir. Benim bu yazımda değinmek istediğim şey bunların dışında.



Türkiye’de sürekli yeni ekonomik politikalar veya kalkınma planları adı altında reformlara gidilmiş ve başarısız olunmuştur. Ekonomi dinamiklerini zincir olarak kabul edelim ve bu zincirin üç halkası olsun. İlk halka politika; yani ülkedeki bilirkişilerle yapılan veya dışarıdan uyarlanarak ya da direkt alınan yöntemler bütünü. İkinci halka uygulama; kendi yaptığımız veya dışardan aldığımız ekonomik yöntemlerin uygulamaya geçmesi örneğin devletin tarımcıya verdiği sübvansiyonun kaldırılması neo-liberalist ekonominin uygulanmasıdır. Üçüncü ve son halka ise denetim; zincirin bu halkası ise aslında en kritik olanıdır çünkü devlet politika ve uygulamalarının nasıl işlediği hakkındaki fikri ancak denetleyerek edinir. Denetim mekanizmasının işlemediği durumlarda ise devlet kayıtsız işçi çalıştırma, vergi kaçakçılığı, sigortasız çalışma ortamı, rekabet dengesi, iş kazaları gibi birçok kötü senaryo ile karşı karşıya kalmış olur. Ve elbette bu durumlarla baş etmek denetim yapmaktan çok daha zordur. Türkiye’ye bakacak olursak bu üç halkanın en az biri her zaman ya paslı ya da kırıktır ve ekonomik işleyiş tam rayında gidememiştir. Türkiye’de gelir adaletsizliği, yüksek enflasyon oranları, düşük işçi ücretleri ekonomik olarak sürekli bir problem oluşturmuştur. Yapılan bu hataların üstüne bir de ideolojik yaklaşımlar eklenmiş ve gelecek nesillere pek de iç açıcı olmayan bir ekonomik miras bırakılmıştır. 



Yine de belirli bir tarihin parçası olarak gelecek için bu tarihi güçlü kılmak hepimizin elinde. Sadece birlik veya beraberlik ruhu ile değil tek başımıza çalışarak bir şeyler üreterek aydınlığa çıkacağız. Hayat akışı içerisinde ufak bir damla olmak da mümkün koca bir dalga olmak da. Eğer buraya kadar okuduysanız ne mutlu. Bu yazıyı Ahmed Arif’in Anadolu şiirinin dizeleri ile bitirmek isterim. 


...Gör, nasıl yeniden yaratılırım, 


Namuslu, genç ellerinle. 


Kızlarım, 


Oğullarım var gelecekte, 


Herbiri vazgeçilmez cihan parçası. 


Kaç bin yıllık hasretimin koncası, 


Gözlerinden, 


Gözlerinden öperim, 


Bir umudum sende, 


Anlıyor musun ?''

 




47 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page